Emir Alkılıç

2003 yılında dudak damak yarığı olan bir birey olarak dünyaya geldi. Hayatının büyük bir bölümü hastanelerde geçirdi. Bu yüzden empati ve gözlem konusunda başarılı bir yazar. Küçük yaştan beri sanat aşığı ve sanatın her yönüne ulaşmak isteyen bir genç. Yazmayı çizmeyi tasarlamayı çok seven hayalperest birisi. 2020 yılından beri düzenli olarak yazı alışkanlığını deneme ve şiirden, senaryo yazımına yönlendirir. Ay yapım kısa film yarışmasında başarıya ulaşır. Üniversitesinin ilk senesi olmasına rağmen iki kısa film çeker. Sigara, Öğretmenim ve 18. Yaş Günü adında üç projeyi ortaya koydu. Kısa filmlerin haricinde iki tane uzun metraj sinema filminde yardımcı yönetmenlik ve senaristlik yaptı. Bu projelerinin isimleri de ‘‘Sürmeli’’ ve ‘‘Hara’’dır. Hedefi ve hayalı, Genç yaşında sinema ve sanat tarihine adını yazdırabilmek onun gibi hasta veya farklılıkları olan gençlere ilham olabilmek onlara ümit olabilmek için sanat yapan bir gençtir. Yazar Emir Alkılıç, insanlara hayal satmak yerine, dünyanın gerçeklerini göstermeyi amaçlamaktadır. Farklı konulara farklı bakış açıları anlatmayı seviyor ve amacı da bu. Onun için net bir doğru ya da yanlış yoktur, yalnızca empati ve bakış açısı vardır. Emir Alkılıç was born in 2003 as an individual with a cleft lip and palate. He spent a large part of his life in hospitals, which made him successful in empathy and observation. He has been a lover of art and has wanted to reach every aspect of it since childhood. He loves writing, drawing, and designing, and is a dreamer. Since 2020, he has been regularly practicing writing and focusing on poetry and screenwriting. He achieved success in the Ay Yapım Short Film Competition. He made two short films, "Smoke" and "I am a teacher." in his first year of university. His goal and dream is to be able to leave his mark on cinema and art history at a young age, and to inspire young people with illnesses or differences, and to give them hope through his art. His films are generally drama and melancholy-heavy because Writer Emir Alkılıç aims to show people the realities of the world instead of selling them dreams. He likes to tell different perspectives on different subjects, and that is his purpose. For him, there is no clear right or wrong, only empathy and perspective.